29 Kasım 2008 Cumartesi

26 Kasım 2008 Çarşamba

Ankara Jazz Fest


Fahir Atakoğlu - Matthew Garrison - Horacio Hernandez Koseri
yer:odtü kültür ve kongre merkezi
tarih:27 Kasım 2008
saat:20:00

ben gider:)


veee gittim...:)
muhteşemdi....
şu anda odamda "fahir atakoğlu" imzalı festival afişi asılı...

ayşeye müzikle:)


<

24 Kasım 2008 Pazartesi

olmadı....
p.s: fotograf sahibi sayın fatih topuz'un emeğine sağlık...

az kaldı....galiba:(


az kaldı galiba ama bu gece geçer mi ?
bilmiyorum:(

23 Kasım 2008 Pazar

yine yüzümü güldürdünüz..:)


elime uykusuz yada penguen alıp bağıra bağıra gülmeyi seviyorum, ne kadar yüksek sesle gülersem kendimi o kadar iyi hissediyorum sanki...aynı karikatüre ;ruh halime göre ;bazen küçük tebessümlerle bazen büyük kahkahalarla karşılık verebilirim...Ama ne zaman güzel kahkahalar atsam daha çok içine girip,daha çok eğlendiğimi fark ettim...
belki gülmeye başlamak için önce adım atıp; sonradan o dünyada kaybolmayı beklemek lazım...

stres...yine...


offf offff....nasıl bi bünyem var benim anlayabilmiş değilim...size de oluyor mu?hayatıma birazcık stres dahil olduğu andan itibaren hemen sivilceler ,gözümde arpacıklar ağzımın kenarında sulu yaralar:(
şu sıralar da bir adet (1 adet olduğuna bakmayın bir kaç küçüğe bedel büyüklükte) sivilcem ve sol gözümde her zamanki yerinde şu kız bi strese girsede çıkıversem diye bekleyen arpacığım kendini göstermiş durumda...pazar gecesini bekliyor kanımca tamamen ortaya çıkmak için....
vel hasılı kelam,stresliyim..pazartesi günü vakıf sınav listesini açıklayacak:(

20 Kasım 2008 Perşembe


Basit yaşayacaksın,basit
Mesela susayınca su içecek kadar basit
Dört çıkacak ,ikiyle ikiyi çarptığında
Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
Tek bir düğme,tek bir cümle gibi...
Sevince lafı dolandırmadan söylediğin " seni seviyorum" gibi
Basit bir öpücük yetecek sana...
Basit sıcak bir öpücük,ve o öpücükle dolacak tüm günlerin,tüm düşlerin.
O öpücük için yiyeceksin ,hayatının dayağını
Kabak çekirdeği verecek,sana rakamların veremediği mutluluğu
El yazısıyla yazılmış,eğri büğrü bir mektup olacak,
En değerli kağıdın,hep yanında taşıdığın,atmaya kıyamadığın
İki hareketle giyinivereceksin,iki hareketle soyunuvereceksin
Kısacık olacak uyanman ve yola çıkman arasında geçen süre
Kısacık olacak kollara dolanman ve
Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;bakışların bile anlatabilecek kendini
Beklentilerin de basit olacak,Kaf Dağının önünde bekleyecek mutluluklar.
Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını,
Ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana en ucuz romanını;
Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini
Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken
Bir kaşarlı tost olacak aradığın ,nasıl oturacağını bilmediğin sofrada,
Parmakların en kıymetli çatalın,yine aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri
İskenderin kılıcı duracak,avukat rehberinin yanında
Bir filermani orkestrası vermeyecek sana ,kontraplak bir gitarda doğru basılmış bir fa diyezin mutluluğunu,
Makyajı ilk"a" sına kadar bilmek yetecek,temizlik kokacak en pahalı parfümün
"Bilmiyorum" diyebileceksin bilmediğinde ve çok normal gelecek "bilmeyişin"
Tek dereden su getirmek yetecek,bir "istemiyorum" diyebilmeye,
Ne durduğu fark etmeyecek abanın altında
Saatin sadece saati gösterecek,
Telefonu sadece telefon etmek için kullanacaksın
Küçük bir not defteri olacal "bilgini" en hızlı "sayan"
Basit yaşayacaksın ,basit
Sanki yaşamın bir gün sona ermeyecekmiş gibi basit
Çay,simit ve peynirle
Nazım

19 Kasım 2008 Çarşamba

UYAN!!!


İki gözü iki çeşme hepimize sesleniyor
Deva bul bu derde gel beni kurtar diyor
Kanadı kırık kuş gibi garibin içi kan ağlıyor
Beni ateşe atmadan önce vicdanına sor diyor

Uyan uyan, uyan uyan
Koy elini kalbine geç olmadan
Bu yolun sonu yokuştur deme
Dağları aşarız eğer inanırsan

Uyan uyan, dostum uyan
Koy elini kalbine geç olmadan
Bir olur geliriz biz üstesinden
Her şey mümkün eğer inanırsan

Böyle gelmiş böyle gider deyipde sakın aldanma
Kim bilir belkide değer sen eniyisi doğrundan cayma
Aç gözünü gör de bak a gülüm kendini kandırma
Seninde gönlün yanacak hele bir ortak ol da yangına

Uyan uyan, uyan uyan
Koy elini kalbine geç olmadan
Bu yolun sonu yokuştur deme
Dağları aşarız eğer inanırsak

Uyan uyan, dostum uyan
Koy elini kalbine geç olmadan
Bir olur geliriz biz üstesinden
Her şey mümkün eğer inanırsak

Yerimiz,yurdumuz,toprağımız yok oluyor ebediyen
Evimiz yuvamız biricik ocağımız gidiyor elden

Yerimiz,yurdumuz,toprağımız yok oluyor ebediyen
Evimiz yuvamız biricik ocağımız gidiyor elden

Uyan uyan, uyan uyan
Koy elini kalbine geç olmadan
Bu yolun sonu yokuştur deme
Dağları aşarız eğer inanırsan

Uyan uyan, dostum uyan
Koy elini kalbine geç olmadan
Bir olur geliriz biz üstesinden
Her şey mümkün eğer inanırsan

Uyan uyan, dostum uyan
Koy elini kalbine geç olmadan
Bir olur geliriz biz üstesinden
Her şey mümkün eğer inanırsan

Herşey mümkün eğer inanırsan


ps: bu güzel fotoğrafın sahibi bi tanecik buğu'mun ellerine ve emeğine sağlık...

18 Kasım 2008 Salı

pes....bus....capital

yaaa nerden başlasam bilemiyorum ki..:)güler misin?ağlar mısın?derler ya o cinsten bir olay yaşadım dün..anca fırsatım oldu buraya yazmak için..Ama ben gülmeyi seçtim nedendir bilmem:)
Dün sabah Ales'e girdim Ankara üniversitesinde...Çıktım sınavdan hava buzzz...Bir an önce eve gideyim 2 bardak sıcak çay içeyim istiyorum,sonrada Aşti ye gidip Şibel'imi karşılayacağım zira:)Neyse tandoğana yürüdüm ordan da Uyanış-Hacıkadın otobüsüne bindim...Malum aptalca bir güzergahtan giden bu nadide hatta sahip otobüsümüz tandoğandan sonra ulusa döndü sonra da yoluna Çankırı caddesinden devam etmek için o yöne yöneldi...ama caddenin ortasında şöför abi başka bir şöför abi ile yer değişti...
işteee malum olayımız bu noktadan sonra başladı...:)
Şöför abi bindikten sonra böyle hızımız bi azaldı...önce bu dikkatimi çekti malum benim aklım evdeki sıcak çayda ama bir yanda da kulağımda semiramis pekkan "bana yalan söyledirler" çalıyo...bir süre böyle aheste modda ilerledikten sonra n.ş.a'da otobüsün Keçiören köprüsünün üzerinden gitmesi gerekirken bizimki altından devam etti..neyse doğru yoldaydık ama bu işte bi terslik vardı..:)sonra kulaklığımı çıkarıp şöför abiye kulak vermeye karar verdim..:) bide ne göreyim şöfor abi "ya yolu da bilmiyorum" diyor....bu ne yaaa:) şöfor yolu bilmiyor! işin daha kötüsü tam arkasında oturan 70 li yaşlardaki bi dedeye soruyor nerden gideceğini..Allahım dedim bu nasıl bi kabus...:D
insanlar inmek üzere düğmeye basıyor abinin duraklardan haberi yok tabi..Durak geçiyor arkadan bi ses "abiiiiiiii inecek var" pat duruyoruz..sonra baktı şöför abi durakları kaçırıyor zaten aheste km/h olan hızmız aheste/2 km/h e dönüştü..Allahım kabus gibiydi ama ben komik buldum....her ne kadar eve geldiğimde 2 yerine 1 bardak çay içecek vaktim kalmış olsa da....komikti:)

14 Kasım 2008 Cuma

ankara tiyatro festivali


Kendime sinir oldum....Dün ki sinema etkinliğinden sonra hazır böyle gaza gelmişken tiyatroya gitmek istedim...bi de ne göreyim bugün Ankara'da tiyatro festivali başlıyomuş..Aslında bu haberi gördüğümde kendim için sevinsem mi üzülsem mi bilemedim..Zira festivalin olması çok güzel de bugün başlıyor olması benim bu haberi almakta çok geç kaldığım muhtemelen bilet bulamayacağım anlamına geliyordu..Bir ümit bakındım ,bugün acele edersem bir kaç oyunu seyretme imkanı bulabilirim ama arkadaşlarımın (yani benimle oyuna gelecek olan arkadaşlarımın da istekli olmaları lazım)..Evet Ezgi sana sesleniyorum...ayrıca Hafize sana da...Benimle oyuna gelin....nütttffeeeennnn...
İşin ilginci festival dışında oynayan ,rutin Ankara DT oyunları da biletleri kapamış...Maşallah mı denir bilmem ama ,kimse Ankara'nın tiyatro ,sinema izleyenine laf edemez....:)

Ama bir kaç oyun belirledim bu sezon gidiciğimmm inş:)

13 Kasım 2008 Perşembe

film......ıssız adam...


ufff..vay be uzun süre olmuş şöyle kırmızı sinema koltuğuna oturup, şöyle bangır bangır film izlemeyeli...her seferinde aynı his uyanıyo içimde..bundan sonra daha sık gideyim sinemaya diye..ama hayat telaşesimi denir bilmem hiç olmaz...bugün de öyle oldu....hayırlısı bakalım:)
efenim bugünün filmi başlıktan anlayacağınız üzre çağan ırmak'ın yeni filmi ıssız adam...ya bilmiyorum...tam karar veremedim...ya şimdi kötüydü desem büyük haksızlık olur...iyiydi desem bundan iyi onlarca film izlemişimdir,onlara haksızlık olur...ama sonunun başından iyi olduğu ve salondan çok insanın (bayanın mı demeliydim acaba:P)gözyaşını silerek çıktığı da bi gerçek..kısacası çağan ırmak ağlatmayı biliyo bence...
filmde kuşkusuz mükemmeldi diyeceğim tek şey ise müziklerdi:)
izlemeye değer bence...
iyi seyirler:)

9 Kasım 2008 Pazar

eskişehir...


26-27-28-29-30 ekimde eskişehire gittim:D
26 sında daha şehire iner inmez doğruca şehir satdyumuna gittik...komik anlar yaşadık ama:D zira Galatasaray girişinin neresi olduğunu sormaya tırsınca polis abinin biri ile aramızda şöyle bir diyalog gelişti: "abi burası eskişehir girişimi?
polis abi: yok bura Galatasaray girişi....
biz: ha tamam:) "
sıktı tabi abi bura GS girişi mi diye sormak..yok dese sıçtık:)
neyse efenim o gün aldığımız ağız payı ile devam ettik günlerimize:D çok güzel vakit geçirdim,arkadaşlarımla çok eğlendim....hepsine çok teşekkür ediyorum...özellikle biricik ev sahiplerime:)gerçi bi arkadaşın (şimdi isim verip rencide etmek istemiyorum kendisini:) ) aklına uyup buz patenine gittik..sonra 1 hafta her yerim ağrıdı ya..neseeeeeeeee:)
herşey çok güzeldi:D

işteeeeee fotolarrr:D
buyruuuuuuuunnnnnn:D

p.s: bu yazı kimseyi kıskandırmak için yazılmamıştır:)