5 Ekim 2009 Pazartesi

anılar gözlemler yorumlar:)

Günlerdir birşeyler yazmak geçiyor aklımdan... Bir türlü oturamadım başına.. Bugün günlerden pazartesi, günü söylüyorum zira geçmişten bahsedeceğim ve günlerini söyleyerek kronolojik sıraya koymak daha kolayıma geldi..
Cuma akşamı "Genç Osman" a tekrar gittik.. bu kez yanımda kuzen ve kardeşim vardı.. Daha önce bloga yazmıştım "balkondan izledim, salondan da izleyip, düşüncelerimi buraya yazacağım " diye.. İşte yazıyorum... Tekrar izledim ve yine sonunda ağladım, bu kez oyuncuların mimiklerini de görmek cok daha güzeldi..Kesinlikle tavsiye edilenler listemdedir..
http://notografikhafizam.blogspot.com/2009/01/gen-osman-dt.html
Cumartesi günü ise ablamla antarese gittik, anlatılası şey bu değil tabi ki:) Hem giderken hem de dönerken bindiğim dolmuşlardı bahsini açacağım.. -bu arada "dolmuş" ne yaa:) "dolmuş işte daha ne adam alıyosun abi" diyesi geliyor insanın :)- neyse giderken iki olay/durum gözüme çarptı.. Benden az sonra dolmuşa orta yaşlarını geçmiş, hafif toplu, üzerlerinde takım elbise olan 2 teyze bindi- bu arada teyze dediğimi duymasınlar valla yolarlar beni :)- teyzelerden biri biraz sonra yanımda oturan diğerine "e ver de aklımdayken arayım" dedi ama nasıl ciddi.. "Aha" dedim bi paylamaya şahit olacağım sanırım,"yaşasın eğlence!" , ama malesef öyle değilmiş :P.. Teyze telefonda çıkan sese kendini şöyle tanııttı.." merhaba ben ev sahibiniz...!!???"...bu ne yaa:) ev sahibiniz.. adım bu.. evet.. nüfus cüzdanımda böyle yazıyor...
ad:ev
soyad:sahibiniz...
Bu nasıl bi mantıktır yahu? içimden "ismin yokmu senin kardeşim" dedim ama tabi içimden:) zira teyze bu şaka!mı kaldıracak bi tip değildi:)ismi "ev sahibiniz" olanların dışında mesela "doktorunuz" , "öğretmeniniz","yöneticiniz" vs olanlar var bunların adı ile soyadı nerde ayrılıyo henüz kavrayamadım ama bunların içinde durumu en acınası olanlar herhalde "kiracınız", "öğrenciniz" vs olanlar:)
vel hasılı kelam ,kendilerini öncelikle sıfatları ile tanıtanlara kılım :)
Aynı dolmuşta dikkatimi çeken diğer şey ise aslında her an gördüğümüz durumlardan biri ama bu sefer ki biraz dramatikti:) dolmuşta/otobüste büyüklerinin (!) kucağında oturmak zorunda olan yavrucakların dramından bahsediyorum.. Eğer kucağına oturdugu kişi ablası ya da abisi ise ,yani makul boyutlarda biri ise bu zevkli bile olabilir, ama ya benim o gün gördüğüm gibi 0.1 tonun :P üzerinde bi nene ise işte o zaman durum ön koltukla nene arasında kaşar olmaya benziyor ki pek hoş değildi gördüğüm kadarıyla:D
antaresten dönüşte de dolmuşa bindik ablamla, bu kezde dolmusun arka camında yazan "arka koltuk 5 kişiliktir " yazısı dikkatimi çekti :) ama burda bu konu üzerinde yorum yapmayacağım, hayal gücünüze bırakıyorum :)

sanki aklımda birşey daha vardı ama neyse:D hatırlarsam paylaşırım artık...

Hiç yorum yok: